28 Mayıs 2009 Perşembe

Afyonkarahisar Caz Festivali


Prag-Afyonkarahisar Müzik Dostluğu Beşinci Yılına Doğru:Artık Caz Festivalleri'nin dokusuncusunu gerçekleştirerek onuncu yılına doğru uzandık.Prag-Afyon müzik dostluğu da önümüzdeki sene beşinci yılına giriyor.Gelecekyıl hep birlikte Anadolu'nun en uzun soluklu ve sürdürülebilen tek Caz Festivali ile medeniyetler arası dostluğun nasıl olacağının en ğüzel örneğini vereceğiz.Bundan dört yıl önce Türkiye'den müzisyen,eleştirmen,basın mensubu ve sanatcıların 2005 Prag Open Caz Festivali'ne katılmalarıyla başlayan Prag-Afyonkarahisar şehirleri arasındaki bu dostluk buyılda devam ediyor.Afyonkarahisar Caz Festilavali inisiyatifiyle başlatılmış olan bu sivil sanat hareketi,Prag'lı önemli müzisyenlerin aktif katılımları ile artık farklı bir ivme kazandı.Bu karşılıklı çaba ile birlikte Festival'in temel hedefleri arasında bulunan Kültürler arası diyaloğda önemli bir aşama kaydedildi.Tümüyle sivil bir girişim olan bu işbirliği daha sonra Prag'lı sanatcılar ve Afyonkarahisar Caz ve Klasik Müzük Festivalleri Genel Yönetmeni Hüseyin Başkadem'in kişisel ve çok etkin çabalarıyla iki şehir arasında uzun vadeli müzikal bir dostluğa dönüştürüldü.Cek Cumhuriyeti ve diğer Avrupa kentlerinden çok sayıda sanatcı,bu çerçevede Afyonkarahisar'da 2006,2007,2008 ve bu yıl yapılan Klasik Müzik ve Caz Festivalleri'ne katılarak konser verdiler.Festivallerin sosyal hizmet,eğitim ve kültürler arası iletişim boyutlarını çok iyi anlayan ve benimseyen sanatcılar,Afyon'un köy ve kasabalarındaki okullarada gönüllü olarak giderek buralarda workshoplar ve şöyleşiler gerçekleştirdiler.Prag'lı Müzisyenler'in Afyonkarahisar'da verdikleri konserler de kentte ilğiyle karşılandı.Konserlerin sanatsal düzeyi'de konserleri izleyen eleştirmen ve sanatcılardan büyük övgüler aldı.Bazı eleştirmenler,Türkiye'nin kültür başketti İstanbul'da dahi böyle deneysel öncü konserlere pek fazla rastlanmadığını belirttiler.Kişisel çabalar ve iyiniyet ile gerçekleştirilen Afyonkarahisar-Prag müzik ve sanat işbirliğimde her yıl katılan müzisyenlerin ve verilen konserlerin sayısı artıyor.Kısıtlı ekonomik inkanlara karşın bu yılda bu işbirliği gelişerek devam etti.Afyonkarahisar Festivalleri'nin şindiki hedefi,önümüzdeki yıl yapılacak onuncu yılı en anlamlı ve coşkulu biçimde gerçekleştirmek. Önümüzdeki yıl boyunca Praglı müzisyen dostlarımıla bizleri yoğun bir yıl bekliyor.

24 Mayıs 2009 Pazar

Piknik Alanı





Bu hafta sonu Afyon devlet parkına arkadaşlarla geziye gittik.gerçekten haftasonu dinlenmek ve piknik yapmak için güzel yer.yeşillikler içinde çok güzel park alanı.yapma şelelesi.köprüleriyle hem büyükler hemde çocuklara hitap ediyor.bu yerleri Afyonumuza böyle yerleri kazandıranlara Afyon halkı adına teşekürleimi borç bilirim

22 Mayıs 2009 Cuma

Afyonda Düğün Adetleri

Afyonda Düğün adetleri Bakır kap Geleneği:Afyonda yaşatılan güzel geleneklerimizden biri de doğumdan ölüme daima beraber içiçe yaşanan davetlerdir.Bu davetler düğün,sünnet düğünü,hacı düğünü,Zinardı daveti,oğlan kınası,el öpme,çeyiz indirme törenlerindeki davetlerdir.
Törenlerde sunulan yemeklere ise sıra yemekleri adı verilir.Sıra yemeklerinin bir kısmı yakın akrabalardan gelen yemeklerin sunulması ile yapılır.Bunlar,doğum,ad koyma ve ölüm yemekleridir.Bir kısmı da ev sahibinin çağırdığı aşcılar tarafından yapılır.Bu yemekler ise;Sünnet düğünü,hacı düğünü,el öpme ve çeyiz indirme davet yemekleridir.Sıra yemeklerinde ikram yapılan yemeklere Afyon'da takım adı verilir.Yemeklerin ikram sırasına'da takım düzme denir.Hemen her sıra yemeğinin bir takım düzeni vardır.En iddialı ve bol çeşitli takımı düzeni el öpme ve çeyiz indirme davetlerindeki ikramlardır.Bu yemeklerde en az üç çeşit et yemeği üç çeşit tatlı bulunur.Geleneksel sıra yemekleri meydan sofrası adı ile anılan sofralarda ikram olunur.Meydan sofraları yuvarlak,çok geniş yemek sinilerinin çevresine oniki kişinin otura bileceği büyüklüktedir.Bu sofralarda herkes ortaya konan kaptan yemek yer.Hijyenik açıdan ne kadar sakıncalı olduğu tartışılırsa da kaşığını kullanmasını bilen davetlilerce kaşığın sağ tarafı ile kaptan alınır sol taraf ile içilir.Bakır tencere ve kazanlarda kadın veya erkek aşcılar tarafından pişirilen bu nefis yemekler,bakır sinilerde bakır tas,sahın ve mertebaneler içinde davetliler içinde ikram edilir.Gelişen teknoloji ile birlikte yeni madeni kapların ortaya çıkması bakır kap kullanımını azalmasına sebeb olmuştur.Oysaki bakır kapkullanımı Anadolu kap kacak kültüründe önemli bir yere sahiptir.Geleneklerine sıkı sıkıya bağlı olan Afyonkarahisar halkında da bu olgunun devan ettiğini görmekteyiz.

19 Mayıs 2009 Salı

19 MAYIS GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI


19 Mayıs Gençlik ve Spor bayramı Resmi ve sivil erkanın katılımıyla Afyonkarahisar'da Atatürk Spor sıtatyumunda çoşkuyla kutlandı.Sayın Valimiz,Belediye Başkanımız,Millieğitim Müdürümüz.ve tüm resmi erkanın katıldığı bayram töreni saygı duruşu ve İstiklal marşının ardından Bayrak ve Filamaların geçişleriyle bayram töreni başladı.Öğrencilerimizin hazırladığı bir birinden güzel seromoni haraketlerini sergilediler.ilerki yıllara göre bu yıl 19 Mayıs gençlik ve spor bayramına katılım çok fazlaydı.Ulu önder M.Kemal Atatürk'ün Türk gençliğine armağanı olan bu Bayram Türk gençliğe armağan olsun.

12 Mayıs 2009 Salı

Dazkırı’da Arkeolojik Kalıntılar

Dazkırı topraklarında, eski devirlerde pek çok devletler yaşamış, gelmiş ve geçmişlerdir. Bunlardan Lidyalılar, Hititliler, Eski Yunanlılar ve Romalılar bu topraklar üzerinde yaşamışlardır.Bugün meydana çıkan eski eserlerden bu milletlere ait eski eserler ortaya çıkmaktadır. Romalılardan eski yunan kralı Büyük İskender buralardan geçmiştir. Bilhassa Büyük İskender’in Hindistan seferinden dönüşünde Anadolu’da kurduğu krallıklarından birisi de Dazkırı ve civarında Payitaht kurmuştur. Helenizm devri denen bu devrin eserleri bugün Akarca, Çiftlik, Kızılören, Sarıkavak köylerimizde ve bizzat Dazkırı’nın içerisinde çıkmaktadır. O devrin harp araçları, mızrak ucu demirleri, kılıçlar, heylar çıkmaktadır.
O devre ait topraktan yapılıp pişirilmiş Lahit ve sandukalar aradan 2500 sana geçmiş olmasına rağmen bu değerli hazineler yanında nereden geldiği keşfedilemeyen paralar yer altında yağmur suları ile Akarca köyü derelerinde bulunmaktadır. Bu eserler maalesef sahipsizdirler. Zira eski eser toplayıcı açıkgözler bunları ölü pahasına alıp, İstanbul ve İzmir’de turistlere, tarihi eser kaçakçılarına satmaktadırlar. Açılmış mezarlardan çıkarılan bir kısım tarihi eser Afyon Müzesine teslim edilmiş olmakla beraber, çıkan Kral Tahtı ve Karyolaları çoktan kaçırılmıştır.
Dazkırı arkeolojik kalıntılar bakımından çok zengin bir sahadır. Burada Romalılar devri kalıntıları olduğu gibi, İskender’in kurduğu Helenizm kalıntıları da çok bulunmaktadır. Sarıkavak köyünde Romalılar devrinden kaldığı tespit edilen kayalar içindeki oyma kabinler, paralar, gözyaşı şişeleri ve muhtelif toprak kaplar bulunmaktadır. Köyün güney kısmında bulunan höyükler henüz açılmamış olmakla beraber büyük eserlerin çıkacağı tahmin edilmektedir. Kızılören köyünde çıkan tümülüslerin kabri çıkacağı muhakkaktır. Aynı yerde toprak kaplar ve paralar çıkmaktadır. Çiftlik köyünde çıkarılan Frig külahlı Afrodit heykeli frig tesirinde kalmış erken Roma devrini ve yerleşmelerini ispat etmektedir. Köyün alt kısımlarından çıkan pişmiş toprak lahitler Helenizm devri olan Büyük İskender devrine ait eserlerdir. Buralarda çeşitli mermer çıkarılmaktadır. Akarca köyü çevresinde çıkarılan çeşitli kaplarla beraber küçük ebattaki gümüş ve altın paraların Lidya ve Frigya devirlerine ait oldukları anlaşılmaktadır. Köyün güneyinde bulunan bir yol üç tepeye gitmekte ve içerisinde nöbetçi yerleri vardır. Buralardan bir para hazinesine gidildiği tahmin edilmektedir. Zira Paralar buralardan yağmur suları yoluyla yüze çıkmış şekilde çokça bulunmaktadır. Yeraltından çıkan, çeşitli şekilde boyanmış ve pişirilmiş toprak tuğlalar sağlam olarak çıkmaktadır. Bu parçaların büyük arkeolojik değerlere sahip oldukları anlaşılmaktadır. Başmakçı’da ilçe okulunun bahçesinde Romalılara ait düzme taşlardan yapılmış tapınak yeri de çıkarılmıştır. Yassıören ve Yaka köylerinde buna benzer çok miktarlarda tarihi eserler çıkarılmaktadır. Kaynak Dazkırı Belediyesi

6 Mayıs 2009 Çarşamba

Afyonda Hıdırrallez


Hızır ve İlyas peygamberin yeryüzünde buluşup darda kalanlara isteği olanlara zorluk çekenlere yardım ettiği rivayet edilen gün. Hızır’ın karada İlyas’ın denizde hiç umulmayan bir zamanda çıkıp geldiği söylenir. 6 Mayıs aynı zamanda baharın başlangıcı bereket ve bolluğa adım atış günüdür. Bu özel günün tarihi ve nasıl oluştuğu ile ilgili birçok rivayet vardır. Bu rivayetler sadece Türkiye’de değil İran Irak Suriye Türkî devletler tarafından da bilinir ve her toplum kendi kültürel zenginliliklerine göre kutlar. Genellikle bu günle ilgili rivayet şöyledir: "Dünya hükümdarı Zulkarneyn çift boynuzlubu hükümdarın İskender olduğu ile ilgili birçok çalışma vardır ölümden çok korkar. Bu korku ona ab-ı hayat suyunu bulma sevdasına düşürür. Âlimlere sorar bu suyun nerde olabileceğini. Herkes bir isim ya da yer söyler. Ama âlimlerin ortak verdiği tek bir isim vardır. Hızır peygamber. ..Hem güvenilir hem de inançlıdır. Bu suyu sadece onun bulacağını sultana inandırırlar. HZ. Hızır bu teklifi kabul eder yardımcı olarak da yanına kardeşi yine peygamber olan Hz. İlyas’ı görevlendirirler. Atları ve azıklarıyla yola koyulan bu iki mübarek insan dağları denizleri aşar Kaf dağını geçer ve 6 ay gece 6 ay gündüz yaşanan bir yere gelirler. Karanlıklar zulumat ülkesi olarak bilinen bir yerde konaklarlar. Atlarını dinlendirir bir pınar gözünde azıklarını yerler. O sırada yanlarında getirdikleri kurutulmuş bir balığı suya düşürürler. Balık birden canlanıp kaçıp gidince iki kardeş ab_I hayatı bulduklarını anlarlar. Hemen bu sudan içerler. İçince Hak Teâlâ tarafından ölümsüz olurlar. İşte onların ölümsüzlüğe karıştığı bu günde Allah bu iki peygamberi yeryüzüne gönderip insanlara yardım etmesi için görevlendirmiştir. 6 Mayısta her yıl yeniden doğuş tazelenme ölümsüzlük bereket anlamlarıyla bu gün kutlanır. Halkımız arasında bilinen onlarca ritüel vardır. 6 Mayıstan bir gün önce gecesi gülfidanının altına istekler konup dua edilir. Cüzdan koyanlar bebek çizenler ev yapanlar... Hızır’ın gülü çok sevdiği ve gülfidanlarını dolaştığı söylenir. O gün çalan kapılara mutlaka hızır mı geldi acaba diye bakılır. Eğer bir fakir gariban ya da çocuk gelmişse isteği hemen yerine getirilir.

bugün hava soğuk ve yağmurlu olmasına rağmen halkımız çeşitli yerlerde pikniklerini yaptılar.alıntı